Aşağı Öveçler Mahallesi Lizbon Caddesi No: 25/8 ÇANKAYA / ANKARA          Tel: 0 (312) 473 6157
iletisim@bhd.org.tr

KİŞİLERİN RIZASI DIŞINDA MAİL ORDER YÖNTEMİ İLE YAPILAN İŞLEMLERDE BANKANIN SORUMLU OLACAĞINA İLİŞKİN YARGITAY EMSAL KARARI

Bilişim Hukuku Derneği tarafından tarihinde yayınlandı

KİŞİLERİN RIZASI DIŞINDA MAİL ORDER YÖNTEMİ İLE YAPILAN İŞLEMLERDE BANKANIN SORUMLU OLACAĞINA İLİŞKİN YARGITAY EMSAL KARARI

Birbirinden farklı dolandırıcılık yöntemleriyle kişilerin bilgisi ve rızası dışında bankacılık işlemleri yapılmaya devam etmekte ve şahıslar bu nedenle mağdur olmaktadırlar. Bir ödeme yöntemi olan “mail order” yönteminin (ödeme yapacak kartın fiziken pos cihazının yanında olmadan, kart bilgilerinin -kart no, son kullanım tarihi ve CVV- pos cihazı üzerine tuşlanması yoluyla yapılan işlem) kötüye kullanımı ile de şahıslar sıklıkla dolandırıcılığa maruz kalmaktadırlar.

Benzer bir olayda mağduriyetini yargıya taşımış olan bir vatandaşın görülen davası sonucunda Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2020/5738 Esas, 2020/4350 Karar sayılı 22.10.2020 tarihli ilamı ile emsal bir karara hükmedilmiş olup olayda; davacı vekilince müvekkiline ait kredi kartından müvekkilinin onayı olmadan mail order yöntemiyle 07.08.2017 tarihinde 3.900,-TL çekildiği, 18.01.2018 tarihli itiraz formu ile 2.200,-TL’nin iadesi için davalı Garanti Bankası’na müracat edilmesine rağmen bankanın talebi karşılamadığı iddia edilmiş, buna karşılık davalı banka vekilince ise davacının, müvekkili bankanın müşterisi ve kredi kartı hamili olduğu, dava konusu işlemin müvekkilce üye işyerine verilen pos cihazı ile gerçekleştirildiği, işleme ilişkin log kayıtlarını dosyaya sundukları, mail order yöntemi ile gerçekleştirilen işlemlerden dolayı bankaya kusur izafe edilemeyeceği savunulmuştur. Yüksek mahkemece ise kararda özetle;

“Mahkemece, yazılı gerekçe ile davalı banka yönünden davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmiş ise de bankalar, özel yasa ile kurulan ve kendilerine alanlarında çeşitli imtiyazlar tanınan, topladıkları mevduatı ve katılım fonlarını sahteciliklere karşı özenle korumak zorunda olan kuruluşlardır. Bankalar sahip oldukları bu vasıfları sebebiyle bankacılık işlemlerinin güvenilen tarafı konumunda olup bu durum, bankaların bir güven kurumu olarak kabul edilmesini ve bankanın sorumluluğunun özel güven sebebiyle ağırlaştırılmasını gerektirir. Bankalar, ağırlaştırılmış sorumluluğun bir gereği olarak objektif özen yükümlülüğü altında bulunmakta olup, buna karşılık hafif kusurlarından dahi sorumludurlar. Bankacılık Kanunu’nun 76. maddesi bankaların, müşterilerinin, verilen hizmetlerden kaynaklanan her türlü sorularına cevap verecek bir sistem kurmakla ve bu hizmetle ilgili bilgiyi müşterilerine bildirmekle yükümlü oldukları hükmünü, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunun 8. maddesi Kart Çıkaran Kuruşların kart çıkarma ve buna ilişkin yükümlülüklerini düzenlenmiştir. Aynı Yasa’nın 33. maddesinde kart çıkaran kuruluşların ilgili düzenlemeler ile getirilen yükümlülüklerin yerine getirilmesinde gerekli basiret ve özeni göstermekle yükümlü oldukları öngörülmüştür. Buna göre somut uyuşmazlıkta davacı ile davalı banka arasında imzalanan Garanti Kredi Kartları Üyelik Sözleşmesinin tarafı olan davalı bankaya husumet düşeceğinden mahkemece davalı banka yönünden davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, HMK 363/1 maddesi gereği bozulması gerekmiştir.” Gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Söz konusu karar ile kişilerin mail order yöntemi kullanılarak dolandırılmasında da bankanın sorumluluktan kaçamayacağına ışık tutulmuştur.

Kategoriler: MAKALELER

Bilişim Hukuku Derneği

Bilişim Hukuku Derneği

Ara