DARKWEB SALDIRILARINDA TÜRKİYE ZİRVEDE!
Web’in web arama motorları tarafından indekslenmeyen kısmı olan Darkweb konusunda da Türkiye’deki saldırılar zirvede yer alıyor. Kaspersky’nin verdiği verilere göre, 2021-2022 yıllarında Darkweb aktiviteleri ile en yüksek oranda veri çalma işlemi Türkiye’de gerçekleştirilmiş. Bu yılların toplamında Türkiye’de 1.422.942 adet kayıtlı aktivite bulunurken en yakınındaki Güney Afrika’da 1.270.617 Darkweb saldırısı bulunuyor.
“DATA TOPLAMAK PARA ÇALMAKTAN DAHA DEĞERLİ!”
Artan siber saldırılar, bilinçsiz sosyal medya kullanımı, yapay zekânın hızla gelişimi riskleri ve artıları ile ilgili Kazakistan’daki toplantıda Habertürk’e özel açıklamalarda bulunan Kasperskyt Global Ar-Ge Birimi Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Maher Yamout, “Siber saldırıların temelinde yatan esas hedef çoğunlukla kişilerin paralarına veya banka hesaplarına ulaşmaktan çok daha büyük. Kişisel verilerin değerinin çok hızlı şekilde artmasını bu verilerin büyük firmalara satılabilir olması siber saldırıların arkasında yatan neden” şeklinde konuştu.
“YAPAY ZEKÂ MANİPÜLE EDİLEBİLİR”
Her yeni teknolojide olduğu gibi yapay zekâda (AI) da karşımıza çıkan birincil sorunun çalışması dışında diğer boyutların geri planda bırakılması olduğunu vurgulayan Yamout, “AI gelişiminde şu anda biz bu aşamadayız. Gelişimi henüz tamamlanmamış bir teknoloji ile karşı karşıyayız. Şu anda bunu halka açık hale getirerek kullanım esnasında eksiklerini görerek düzeltme yoluna gidiyorlar. Elbette bu da bazı güvenlik açıklarını ortaya çıkartabiliyor.
Yapay zekânın bütün bilgileri çok hızlı şekilde bir araya toplayabilmesi bunu esas çekici kılan kısmı. Çok büyük çaplı bir veriyi bir araya getirirken, soru-cevap üzerine çalışan bir sistem görüyoruz. Bu sistemde AI’ye ne kadar doğru soru sorarsanız o kadar doğru cevaplar alırsınız. Bu da bilgisayar korsanları tarafından belli manipülasyonlara açık olduğu anlamına geliyor. Ek yazılımlar oluşturmak için belirli kısıtlamalar ortadan kaldırılabiliyor ancak şu anda emekleme sürecinde olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Yapay zekâ daha geliştiriliyor ve geleceğin teknolojisi olduğunu açıkça söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.
“ÜLKELER GİZLİLİK RİSKLERİ SEBEBİYLE CHATGPT’Yİ YASAKLIYOR”
Bazı ülkelerin endişelerini olduğunu açıkladığını ve hatta özellikle Avrupa’da bazı ülkelerin ChatGPT’nin kullanımını yasakladığını dahi görüyoruz. Bu da büyük ölçüde gizlilik riskleri sebebiyle ortaya çıkan yasaklamalar.
Samsung kullanıcıları ChatGPT kullanırken, burada firmanın analiz etmesi amaçlı olarak ‘Entelektüel Gizlilik Kaynak Kodu’nu ifşa ettiklerini fark ettiler. Firmaların kullanıcılarının bunu açıkça paylaşmalarına sebep olan bir uygulama olması, bunun bir de devletler içerisinde olduğunu düşünün, endişelerin esas kaynağı olarak ön plana çıkıyor” dedi.
“BİLİNÇSİZ SOSYAL MEDYA KULLANIMI BÜYÜK RİSK TEŞKİL EDİYOR”
Yalnızca yapay zekânın değil internetteki birçok kullanımın kişisel veriler açısından riskli olduğunu vurgulayan Maher Yamout, “TikTok gibi uygulamaların devlet kuruluşları tarafından yasaklanması böyle gelişmeler görüldüğü zaman çok da garip bir davranış değil. Kişisel verilerin, devlet sırlarının bu denli önemli olduğu bir ortamda sosyal medyada her bilgisini paylaşan kullanıcıların banka hesaplarına dahi kolayca girilebilecek tüm bilgilerin sosyal medya üzerinden bulunabileceği bir ortamdayız. Bu sebeple, her bilgiyi sosyal medyada paylaşmak da büyük risk teşkil ediyor” vurgusunu yaptı.
“EN FAZLA SALDIRIYI DEVLETLER ALIYOR”
Dünya çapında artış gösteren siber saldırıların en büyük oranda devletler ve devlet kuruluşları üzerinde olduğunun gözlemlendiğini vurgulayan Kaspersky uzmanları, ikinci sırada politikacıların, üçüncü sırada telekomünikasyon firmalarının ve ardındsa finans kuruluşlarının geldiğini belirtiyor.
Siber güvenlik haftası kapsamında Habertürk’e açıklamalarda bulunan Kaspersky Türkiye Genel Müdürü İlkem Özar dünya çapında kriz ortamlarının veya savunma sanayi ve bağlantılı sistemlerde yapılan geliştirmeler siber saldırılara ülkeleri daha açık bir hale getirdiğini vurgulayarak Türkiye’deki siber saldırıların da özellikle deprem, seçim gibi iç karışıklığın artabildiği bu günlerde daha da yüksek seviyeye çıktığını belirterek, “Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kamu kurumları en çok saldırıya maruz kalırken ikinci sırada finans sektörü geliyor. En iyi güvenlik çözümleri bu alanlarda hizmet verenlerde olmasına karşın, alt kurumlardaki herhangi bir açıktan tüm kuruma sızabiliyorlar” ifadelerini kullandı.
BAĞLANTILI OTOMOBİLLER İÇİN KRİTİK UYARI: EĞLENCE SİSTEMİNE SIZAN OTOMOBİLE SIZAR
Geçtiğimiz haftalarda ortaya çıkan Tesla’nın siber güvenlik problemi ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan İlkem Özar, “Gelişen teknoloji ile yollarda daha fazla gördüğümüz bağlantılı otomobillerde güvenlik problemleri daha da fazla hale geldi. Yalnızca eğlence sistemine müdahale edebilen bir siber saldırgan, bu yolla aracın sistemine giriş yapmış demektir. Bu bile başlı başına yeterli probleme sebep olabilecek bir siber güvenlik açığıdır. Kontrol altına alınmadığı taktire otomobilin tamamına müdahale edebilecek şekle bürünebilecek bir açığa yol açabilir” şeklinde konuştu.
“AKKUYU NÜKLEER SANTRALİNİN GÜVENLİĞİ İÇİN GÖRÜŞÜYORUZ”
Siber güvenliğin hayatın her alanında olduğunu vurgulayan Özar, “Siber güvenlik önlemleri yalnızca bilgisayarlar olarak düşünülmemeli, otomobillerden, akıllı evlere, akıllı şehirlerden nükleer santrallere birçok alanda siber güvenliğin önemi çok yüksek. Biz de nükleer santraller için sunduğumuz özel güvenlik çözümlerimizle Türkiye’de kurulan Akkuyu Nükleer Santrali için görüşme halindeyiz. Bu tesisin güvenliğini biz sağlamak için çalışmalarımızı yürütüyoruz” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’YE YENİ YATIRIM PLANLIYORUZ”
Dünya çapında Kaspersky’nin bulut hizmeti sunduğu, yaşanan gelişmeler sonrasında Türkiye’nin öneminin daha da çok arttığını vurgulayan İlkem Özar, “Türkiye’de çok büyük bir ortak ile geniş çaplı bir cloud (Bulut) hizmeti kurulumu için yatırım planlarımız var. Bunun için Türkiye’ye bir faaliyet merkezi kurmamız gerekiyor ve bu yatırım şu anda gündemde. 2023 sonu veya 2024 gibi bunu hayata geçirmek istiyoruz” şeklinde konuştu.
“RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI %30 CİRO KAYBETTİRDİ”
Dünya çapında sorunlara neden olan Rusya-Ukrayna savaşının Rus şirketi olan Kaspersky’i de olumsuz etkilediğini belirten CEO İlkem Özar, “İlk etapta yaşanan sorunlar sebebiyle bu durum şirketimize yüzde 30 civarında bir ciro kaybettirdi. Ancak şirketin Orta Doğu, Asya ve Türkiye’deki büyümesi ile bu açığı kapattık. Şirketin ana merkezinin Birleşik Krallıkta olması sebebiyle de ambargoların dışında kalarak birçok ülkede hizmetlerimize devam ettik” dedi.
Kaynak HABERTÜRK