Aşağı Öveçler Mahallesi Lizbon Caddesi No: 25/8 ÇANKAYA / ANKARA          Tel: 0 (312) 473 6157
iletisim@bhd.org.tr

Kripto para borsaları için ‘milat’ olacak

Bilişim Hukuku Derneği tarafından tarihinde yayınlandı

Yaklaşık 2 milyar dolar, 391 bine yakın mağdur ve yurt dışına çıkan patron… Cumhuriyet tarihinin en büyük dolandırıcılık suçu iddiasını değerlendiren uzmanlar, kripto para borsalarına çok zorlu ve net mevzuatlar getirilmesi gerektiği görüşünde.

Türkiye’de kripto borsasında faaliyet gösteren bir şirketin sahibi iddiaya göre 2 milyar dolarla ortadan kayboldu…

Yaklaşık 390 bin kişinin mağdur edildiği olayda akıllardaki en önemli soru “Bu kadar kolay mı?” oldu. Çünkü binlerce kişinin birikimlerini yatırdığı bir sistem için birilerinin “Kapatıyorum” deyip çıkması gerçekten de akıl alır gibi durmuyor.

Delillere ulaşılmaya çalışılıyor

Biz de bu soruyu Bilişim Hukuku Derneği Başkanı Kürşat Ergün’e sorduk. Avukat Ergün ilk olarak “Bu kadar kolay mı?” sorusuna “Evet kolay” yanıtını veriyor.

Bu yanıtın ardından hukuki sürece değiniyor ve “Delillere ulaşılmaya çalışılıyor. Kendisinin yurt dışına çıktığı biliniyor. Şirketin merkezinde aramalar var. Hem Thodex tarafından hem de sahibi Faruk Fatih Özer’den gelen açıklamalar medyaya yansıdı. Ancak şimdilik elimizde ‘kesin’ diyebileceğimiz net bir bilgi yok” diyor.

Mağdur sayısının çok fazla olduğunu, olayın ilk duyulduğu andan itibaren Türkiye’nin dört bir yanında hukuki açıdan başvurular yapıldığını söyleyen Kürşat Ergün’den az önce bahsettiği ‘kolaylık’ kısmını açmasını istiyoruz…

Bir örnek üzerinden süreci anlatıyor ve “Türkiye’de en basitinden kiralık araç şirketi kurmak isteseniz bile çok farklı mevzuatlara uymak zorundasınız. Mevcut yasal düzlemde kripto para borsası kurmak araba kiralamak şirketi kurmaktan daha kolay” bilgisini paylaşıyor.

Peki bu olayın ardından yine bu düzen devam eder mi yoksa geçtiğimiz haftalarda ilk kez gündeme gelen ‘devletin daha fazla müdahil olması’ konusu hız kazanır mı?

Ergün, Thodex’in Türkiye’de bir ‘milat’ olacağını vurgulayarak, şunları söylüyor:

“Daha önce böyle bir olay hiç yaşanmadı… Cumhuriyet tarihinin en büyük dolandırıcılık suçundan bahsediyoruz. Muhakkak devlet bundan sonraki süreçte çok daha etkin olacak. Zaten bu konuda geçtiğiniz haftalarda kısmen basına yansıyan bir süreç vardı. O süreci bir kıvılcım olarak düşünürsek, yaşanan son olayın ardından aleve dönüşmesini rahatlıkla bekleyebiliriz.”

Nasıl bir yol haritası izlenecek?

Avukat Ergün, nasıl bir yol haritası izleneceğini anlatmadan önce konuyu yakından takip etmeyenler ilginç bir bilgi veriyor… Türkiye’de kripto para borsalarında günlük işlem hacmi neredeyse bankalarla aynı seviyeye ulaşmış.

“Yoldan geçen biri banka kurabiliyor mu? Kuramaz. Çünkü çok sağlam bir sistem üzerine oturtuldu orada kurallar” diyen Ergün, beklentilerini şöyle sıralıyor:

“Yurt içindeki kripto para piyasalarının hukuki denetim altına alınacağı bir dönem bizi bekliyor. Burada hizmet veren şirketlerin Sermaye Piyasası Kuruluna ya da yeni oluşturulacak farklı bir çatı kuruma bağlanması gayet muhtemel.

Bu yapı tüm işlemleri denetlemek, belirli aralıklarla ilgili kurumlarla ve yatırımcıyla bilgi paylaşmak, şeffaf bir şekilde hareket etmek gibi görevler üstlenecek. Öte yandan ülkemizde kripto para borsası kurmak isteyenlerle ilgili de bir standart belirlenecek.

Az önce de bahsettiğim üzere işlem hacimleri bankalara yaklaşan bu yapılara çizilecek hukuki sınırın bankalarla neredeyse eş değer zorlukta olması şart. Standartları çok yüksek bir mevzuat oluşturulmalı. Çizilecek yol haritasındaki standartları karşılayabilecek olanlar yola devam etmeli, diğer ‘merdiven altı’ olarak tabir edilen borsalarda ise işlemlere son verilmeli.”

Kürşat Ergün ile bu süreci konuşurken ajanslara yeni bir haber düşüyor… Thodex’e kaydolan kullanıcıların kimlikleri ve yüzleri birlikte görülecek şekilde çektirdikleri fotoğrafların internet sitelerine düştüğünü aktaran haberleri Ergün’e soruyoruz:

“Maalesef ülkemizde neredeyse tüm kripto borsa üyeliklerinde istenen bir durum bu… Burada şirketin sadece paraları değil kişisel verileri de koruyamadığını görüyoruz. Bu da ayrı bir suç.

Hem parasını kaybeden hem de kimlikle çekildiği fotoğraf internet ortamına düşen kişilere mutlaka savcılığa gitmeleri çağrısında bulunuyorum. Mağduriyetlerinin yargı nezdinde tescil edilmesi önemli.

Cezanın caydırıcılığı konusunda bazı kafa karışıklıkları olduğunu görüyoruz. Türkiye’de belirli suçlar dışında müebbet hapis cezası alsanız da 30 yıla kadar infaz gerçekleşiyor. Burada çok sayıda mağdur var. Tüm bunlar hesaba katıldığında 15-20 yıldan bahsetmek mümkün ki zaten bu suç kategorisi için çok yüksek bir ceza bu. Dolayısıyla mağdurların şikayetçi olması önemli bir husus.”

Kaynak: TRT Haber

Ara